Nazlı Aktakke

Development Analytics'te Quantitative Research Analyst

Sizi tanıyabilir miyiz?

Merhaba! Ben Nazlı Aktakke. İsmimden sonra ne söylesem karar veremedim ☺ Bir kişiyi neler tanımlar? Bazı bilgiler vereyim kendim hakkında belli bir kritere göre sıralamadan: Yabancı dizi izlemeyi, non-fiction kitap okumayı, podcast dinlemeyi çok severim. En son The Crown’ı izledim ve Weapons of Math Destruction: How Big Data Increases Inequality and Threatens Democracy’yi okudum. 2008 ODTÜ Endüstri Mühendisliği mezunuyum. İstanbul’da yaşıyorum. Artık neredeyse 5 yaşında olan bir start-up’ta çalışıyorum, (genellikle) sevdiğim ve ilgimi çeken konular üzerine. Gezmeyi çok severim, beni işimle ilgili en çok motive eden şeylerden biri de (yılda bir-iki sefer) iş gezileri. Bu sene Senegal’e gittim mesela iş için, eğitim için de Macaristan’a.

 

Çalıştığınız şirket hakkında ve içerisinde bulunduğu sektör hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?

Çalıştığım şirketin adı Development Analytics. Şirket, sosyal politikalar ve kalkınma ekonomisi uzmanı Meltem Aran tarafından kuruldu. Development Analytics, sosyal politikalar alanında araştırma raporları hazırlayan ve bir çeşit araştırmacı ağı gibi işleyen bir danışmanlık şirketi. Yani mesela kadının iş gücüne katılımı, yoksulluk, çocuk bakım hizmetleri, eğitim gibi çeşitli konularda araştırmalar yapıyoruz. Dünya Bankası, UNICEF ya da Bakanlıklar gibi kurum ve kuruluşlarla çalışıyoruz. Ürünlerimiz de yaptığımız veri analizleri ve yazdığımız raporlar. Bilgi derliyoruz, üretiyoruz ve yorumluyoruz yani iş olarak. Biraz akademiye yakınız yani, yayın da yapıyoruz.

Bu sektör Türkiye’de çok geniş değil. Çoğunlukla akademisyenler veya üniversitelere bağlı araştırma merkezleri bu alanda hizmet veren aktörlerden. Türkiye’de her ne kadar bu alan henüz pek gelişmiş olmasa da globalde örneğin İngiltere ve Amerika’da bu tarz danışmanlık firmalarını görmek mümkün.

 

Bu sektörde ve/veya departmanda çalışmaya nasıl karar verdiniz? Sahip olduğunuz hangi özellikler bu seçimde etkili oldu?

ODTÜ’de okurken, iki tane ekonomi dersi almıştık, bu dersleri hem sevmiştim hem de bu derslerde iyiydim (bölüm derslerinde daha az iyiydim mesela bence). Ama asıl son senede Industrial Analysis diye Ercan Erkul hocanın verdiği bir ders aldım. Bu ders hem çok dolu/ufuk açıcı hem de çok yorucu (demanding) bir ders olmasıyla meşhurdu, bilmiyorum hala var mı? Bu derste her hafta The Economist benzeri Monitor diye bir dergi çıkarırdık. İşlediğimiz konular çok hoşuma gitti ve dünya nasıl işliyor daha iyi anlamak isteği, bir merak oluştu, ekonomi üzerine eğilmenin uygun olacağını düşündüm. Boğaziçi’nde ve sonrasında da Madrid’de (Universidad Carlos III) ekonomi masterları yaptım.

Bir de hep insanlara yarar sağlayan bir işte çalışma isteğim vardı. Yani tabii her iş yarar sağlar da üniversitedeyken böyle Dünya Bankası’nda çalışmak yoksullukla savaşmak falan romantik geliyordu ve öyle bir iş yapmayı hayal ediyordum.

Bu şekilde endüstri mühendisliğinden ekonomi alanına geçiş yaptım, sonra da bu iş karşıma çıktı, Madrid’deki master’ım bittikten hemen sonra. Tam o aylarda Development Analytics yeni kurulmuştu. Buna “kısmet” diyoruz. Ben de bizim şirketin ilk çalışanı oldum ☺

 

Sizce çalışılan alanın kendinize uygun olup olmadığını nasıl anlarsınız?

Zor bir soru biraz. Yani şöyle sonuçta iş iştir. Stresi vardır, zaman zaman sıkıcıdır ve mesai yapmamak her zaman en güzelidir ama mesela konular ilginç geliyorsa, daha da öğrenmek ve kendini geliştirmek istediğin bir alanda gibi hissediyorsan uygundur bence. Çok sıkıyorsa, bunları yapıyorum ama kendime hiç bir şey katmıyorum diye düşünüyorsan da uygun değildir herhalde.

 

Daha önce şu ankinden farklı bir sektör veya departmanda çalıştınız mı? Çalıştıysanız bu değişikliğe sebep olan neydi?

Boğaziçi’ndeyken araştırma görevlisiydim. Çok farklı sayılmaz konu olarak sanırım. En farklı iş olarak 3. sınıfın yazında Garanti Bankası’nda staj yapmıştım, İnsan Kaynakları departmanında. Mezun olduğumda da aslında işlere de başvurmuştum, İnsan Kaynakları alanında, ama istediğim bir şirket olmadı ben de Boğaziçi’nde master yapmayı daha ilginç buldum ve olaylar gelişti.

 

Sahip olduğunuz kariyerde bu aşamaya gelmek için neler yaptınız?

Bolca master yaptım ☺ Doktora da yapsam iyi olabilirdi ama gözümde büyüdüğü için o adımı (hala) atamadım belki de hiç atmam artık bakalım. Bunun dışında çalışırken çok şey öğreniliyor zaten, eğitim kapıları açıyor ama asıl çalışırken daha çok şey öğreniyorsun. Özellikle istatistiki analiz programı STATA’da kendimi geliştirdim.

Bir de çalışırken eksiklerimi fark ettikçe okumaya çalıştım, (sıkıcı olmayan) bilgi içeren kitapları çok seviyorum bu nedenle.

 

Çalıştığınız alanda kariyer sahibi olmak isteyenlere ne gibi tavsiyeler verirsiniz?

1 adet ekonomi masterı yapmak iyi olur ve yapabiliyorsanız yurt dışında yapın derim. Lisans ya da yüksek lisans sırasında STATA, R gibi istatistiki analiz programlarını öğrenmek şart. Bu tip programlarda kendinizi geliştirin. Şimdi “data science” hot topic zaten, bu alanda kendinizi ne kadar geliştirebilirseniz benimki gibi bir kariyerde de gelecek vaat eden başka kariyerlerde de başarı şansınız artar.  

 

Verimlilik Topluluğu size kariyer planlamanızda ve kariyeriniz içerisinde ne gibi faydalar sağladı?

Verimlilik Topluluğu organizasyon, takım çalışması, liderlik gibi konularda ilk deneyimlerimi kazanmamı sağladı. ESTIEM sayesinde yurt dışındaki endüstri mühendisliği komünitesi ile iletişime geçmemi ve Summer Academy’lere katılmamı sağladı. Benim kariyerim biraz “mezun oldum iyi bir şirkete girdim”den farklı geliştiğinden direkt bir etki yokmuş gibi gözükse de beni karakter olarak geliştirmesi zaten en önemli katkı aslında. Yapabileceklerimi ve yeteneklerimi görmemi sağlayan bir ortam oldu VT ve (o zamanki topluluk üyesi arkadaşlardan Summer Academy’de hocamız olan Dietrich Brandt’e) çok değerli pek çok insanla tanışmama da vesile oldu. Teşekkürler VT! ☺